Ünlü ilaç firması başında Hakan Hasşerbetçi’nin bulunduğu çete tarafından dolandırıldı

dolandırıcı hakan hasşerbetçi

Osel İlaç Fabrikası 2008’da mali çıkmaza düştü. Fabrika yetkilileri mahkemeye başvurma kararı aldı. iflas erteleme isteğinde bulundu. Mahkeme isteğe olumlu yanıt verdi, fabrikaya zaman tanıyarak rahat nefes alabilecekleri kararı verdi. Ancak bu karardan bir kaç ay sonra aynı mahkeme fabrikanın iflasına ortak karar aldı Osel’in sahipleri hiç bir şey almadan fabrikadan çıktı. Yapılan iddiaya göre, Osel için yetkilendirilen üç adet ayrı iflas idaresi tasfiye aşamasını yönetmek yerine fabrikanın içini boşalttı. Osel’in sahipleri yetkililerden soruşturma talep etti. 2 ayrı mahkemede 22 kişi için dava açıldı.

Osel İlaç Sanayi A.Ş., Türkiye’nin en eski fabrikalarından biri. İstanbul Beykoz’a bağlı Akbaba Köyü’nde kurulmuş. Kurucusu Miralay Mehmet Zekai Bey tarafından 1917’de kurulan fabrika bir kaç yıldan beri karmaşık finansal ikilemlerle uğraşıyor..

95 yıllık geçmişi bulunan fabrikada  yaşadığı sürecin başlangıcında, Camcı Ailesi’nin 2008 yılında yaptıkları iflas erteleme başvurusu yer alıyor. 2008’deki küresel krizin de etkisi ile 18 Haziran 2008’de Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak iflas erteleme isteğinde bulundular.

Mahkeme bu talebe belirli bir süre sonra sonra olumlu yanıt verdi. Fabrika, atanan kayyum yönetiminde üretimini devam ettirdi. Kayyum yönetimindeki zaman devam ederken aynı mahkeme, alacaklı şirketlerden birinin isteği sonrası, 5 Mart 2009’da Osel İlaç’ın iflasına ortak karar aldı. Ve Kadıköy İflas Müdürlüğü 26 Mart 2009’da fabrikayı kapattı; kapatılma üzerine yüzlerce kişi bir anda işsiz kaldı.

YANILTICI İŞLEMLERDEN ŞÜPHE EDİLDİ

Borçlulardan oluşan üç kişilik ilk iflas idaresi bir zaman kapatılan fabrikayı yeniden yönetmeye aldı. Fabrikada düşük üretimle de olsa üretime devam edildi. Osel İlaç için karışık süreç de, oluşturulan iflas idarelerinin çalışmaları sonrası çıktı. İşyeri sahibi Camcı Ailesi, firmanın içinin boşaltıldığı, ürünlerin farklı şirketler üzerinden ucuza satıldığı, fabrikanın bir takım şüpheli işlemler sonrası icradan daha düşük bir değerle satılmak istendiği şüphesi ile harekete geçti.

AYRI AYRI İKİ MAHKEME KURULDU

Şirket dolandırılmasıyla ilgili Kadıköy ve Beykoz Cumhuriyet Savcılıkları’na suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyrusu sonrası Kadıköy 5. Asliye Ceza ve Beykoz 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘zimmet’ suçlarından 22 kişiye davalar tek tek  açıldı. Sanıklar arasında Osel İlaç için görevlendirilen iflas idaresi yetkilileri, fabrikanın önceki genel müdürü emekli general Volkan Kaplama, Erciyes Ecza Deposu’nun sahibi Hakan Hasşerbetçi ve fabrika personelinin de aralarında bulunduğu 22 sanık bulunuyor.

ORGANİZE BİR ŞEKİLDE ŞİRKETİN İÇİ BOŞALTILDI

Dosya da bulunan iddianame ve bilirkişi raporlarına göre Osel İlaç, iflas idaresi yönetiminde olduğu süreçte 11.3 milyon lira zarara uğratıldı. Yine söylenilen dönemde vergi idaresi, SGK ve tedarikçilere 6.4 milyon TL borçlanıldı. Osel’in borçlularından olan Hakan Hasşerbetçi, ‘iflas idarelerini denetimine alma’, ‘fabrikanın ele geçirilmesini organize etme’ iddiası ile suçlanıyor.

Bilirkişi raporunda Hasşerbetçi, iki tane eski çalışanı üzerine başlatığı Lifos Ecza Deposu ve Talas Ecza Deposu isimli firmalar üzerinden Osel İlaç’ın içini boşaltmakla suçlanıyor.

Mahkemelere oluşturulan raporlara göre Osel’in ilaçlarını aracı şirketlere piyasanın yüzde 70’i kadar düşük fiyattan satıldı. Ancak yine aynı şirketler üzerinden alınan ürünler ise pahalıya alındı. Yine aynı isimlerin yönetimindeki Turkuaz Farma İlaç isimli bir şirkete 160 ton ilaç fatura olmadan usulsüz bir şekilde sevk edildi.

osel ilaç dolandırılma

FİRMAMI ELİMDEN ALMAYA ÇALIŞTILAR

Zaman zaman kapatılan Osel İlaç fabrikası günümüzde aylık 300 bin lira kâr elde ediyor ve 300’e yakın da çalışanı var. Fabrikanın kapandığı 26 Mart 2009 gününü dile getirirken duygulanan Selçuk Camcı şunları dile getirdi: “Benim için çok zordu. Fabrikamı kapattılar. Hiç bir şey almadan çıktım. İflas idaresi görevlendirilince ayrılmak zorunda kaldık. Fakat bir zaman sonra fabrikanın dolandırılmaya çalışıldığını anladık.

Fabrikama dolandırdılar resmen. Koca fabrikayı 8-10 milyon liraya icradan satın almaya çalıştılar. En çok borçlu olduğum grup işçiler ve başka bazı borçlularımın da kandırıldıklarını fark ettim ve yeni bir iflas idaresi görevlendirildi. Şimdi işler sıkıntısız bir şekilde yürüyor.

Borçların dört yıl taksit ile yeniden yapılandırılması için konkordato isteğinde bulundum. Mahkeme talebimizi olumlu buldu şimdi Yargıtay’da bu kararın kararlaştırmasını bekliyoruz. Bu karar kesinleşince iflas idaresi gidecek ve biz yeniden fabrikamızın yönetimine geçeceğiz.

55 milyon TL borcum var. İflas eden kaçar gider, ben her zaman işimin başındayım, borcumu kabul ediyorum. Çalışıp borçlarımı ödeyeceğim.”

MİLYONLARCA İLAÇ KAYIT DIŞI

Mahkeme dosyasında, halk sağlığını ilgilendiren bir kaç önemli işlemler de dikkat çekiyor.. Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu karekod (ilaç takip sistemi) ile ilacın ne zaman nereye gittiği kime satıldığı ve kim tarafından kullanıldığı takip edilebiliyor.

Ancak yapılan bir takım ‘sahtekar’ işlemler sonucu 1 milyon 278 bin 631 adet serum ve 335 bin 412 adet klinik ampulün izine ulaşılamıyor. 1.2 milyon lira değerindeki  ilaçlar Nisan 2010’da Osel İlaç’da haciz edildi, haciz kararı geçtiğimiz Haziran ayında uygulandı. Ancak bilirkişi raporuna göre haciz işlemi gerçekte dolandırma amacı taşıyor. Söz konusu ilaçların faturasız satışlarla ilaç takip sisteminin dışına çıkarılmasından endişe ediliyor.

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir